Kazıklı Voyvoda kimdir? Fatih Sultan Mehmet Kazıklı Voyvoda ilişkisi nasıldı?
Kazıklı Voyvoda olarak bilinen Vlad, bir dönem Fatih Sultan Mehmet'in kan kardeşiydi. Ancak bu bağ, tarihin en kanlı ihanetlerinden biriyle sona erdi.Tarihte 'Drakula' olarak anılan Kazıklı Voyvoda, Osmanlı kaynaklarında kanlı ve karanlık bir figür olarak yer alır.
Oysa onun hikâyesi, Fatih Sultan Mehmet’in çocukluk arkadaşı ve kan kardeşi olmasıyla başlar. Edirne Sarayı’nda başlayan bu dostluk, yıllar içinde siyasetin, ihanetin ve savaşın gölgesinde yerle bir olacak, ardında ise sadece kanlı bir efsane kalacaktır.
Edirne Sarayı’nda Başlayan Kardeşlik
Vlad ve küçük kardeşi Radu, Osmanlı'nın fetih politikaları kapsamında Eflak’tan rehin olarak saraya getirilir. Şehzade Mehmet ile neredeyse aynı yaşta olan Vlad, onunla birlikte aynı eğitimden geçer. Zamanla aralarındaki bağ derinleşir; bir gün ellerini kesip kanlarını birleştirerek kan kardeşi olurlar. Bu ritüele gizliden tanık olan küçük Radu, yıllar sonra bu ilişkinin kaderini değiştiren isim olacaktır.
II. Mehmet tahta geçtiğinde, ilk icraatlarından biri Vlad’ı Eflak Voyvodalığı’na atamak olur. Hem çocukluk arkadaşına hem de müttefikine büyük güven duyan Fatih, ona olağanüstü bir özerklik tanır. Uzun bir süre boyunca Vlad, bölgeyi başarıyla yönetir ve Osmanlı'ya sadakatini sürdürür. Ancak zamanla Karpatlar’daki milliyetçi hareketlerin baskısıyla, Vlad içsel bir çatışmaya sürüklenir. Bu dönemde giderek sertleşir, baskıcı yönetimiyle halkına dehşet salar.
İhanet, Kuşatma ve Acı Son
Vlad, zamanla babasından miras kalan “Dracul” adını sahiplenir ve “Kazıklı Voyvoda” olarak anılmaya başlar. Emirlerine uymayanları kazığa oturtarak cezalandırır, şiddet eğilimi giderek artar. Durumu araştırmak isteyen Fatih'in gönderdiği elçiler bile kazığa oturtulunca, ipler tamamen kopar. Fatih, 1462’de büyük bir orduyla Eflak’a yürür. Vlad, Poienari Kalesi’ne çekilir, ancak kuşatma uzun sürünce karısı intihar eder. Bu sırada Fatih, bölgeyi küçük kardeş Radu’ya bırakıp İstanbul’a döner.
Vlad, kaçarak Macaristan’a sığınır ve 14 yıl sürgünde yaşar. 1476’da Eflak’a geri dönse de Fatih artık onu affetmeyecektir. Emrindeki birlikler, Vlad’ı Transilvanya ormanlarında yakalayıp öldürür. Başı kazığa oturtularak İstanbul’a getirilir. Bir zamanlar kan kardeşi olan iki liderin dostluğu, ihanet ve intikamla kapanır. Vlad’ın başsız bedeni Bükreş’teki Snagov Manastırı’na gömülürken, Fatih tarihinin bu en kanlı defteri sonsuza dek kapatılır.