Sağlık turizminde hedef: 20 milyar USD

Sağlık sektöründeki başarılı kariyerini akademik çalışmaları ile taçlandıran Medipol Sağlık Grubu Satınalma Müdürü İsmail Hızlı sağlık turizmi konulu bir köşe yazısı kaleme aldı.

Kişinin sağlığını iyileştirmekle ilgili seyahat, geçtiğimiz yıllarda yaygın bir uygulama haline geldi. Bu fenomeni daha iyi değerlendirmek için, işin ne anlama geldiğini iyi tanımlamak gerekiyor.

Dünya Turizm Örgütü,  turizmi “eğlence, iş ve diğer amaçlar için birbirini izleyen bir yıldan fazla olmayan bir zaman diliminde, normal ortamlarının dışında kalan ve buralarda seyahat eden kişilerin faaliyetleri” olarak tanımlanmaktadır. Bu demek oluyor ki; turizm sadece eğlenmek, gezmek, öğelerini içermez. Aynı zamanda iş, sağlık veya diğer amaçlarla yapılan seyahatleri de kapsamaktadır.

Sonuç olarak, sağlık turizmi, sağlık hizmeti almak için ikamet yeri dışında başka bir yere seyahat olarak tanımlanabilir. Tabii sağladıkları sağlık hizmetlerine ek olarak, sağlık turistleri ziyaretleri sırasında çeşitli turistik fırsatlardan yararlanabilirler. Seyahatlerinin temel nedeni sağlık hizmetleri yoluyla refahı artırarak yaşam kalitesini arttırmak olsa da sağlık turizmi ile birlikte oluşan ekonomik faydadan sadece sağlık hizmeti sunan organizasyonlar değil dolaylı olarak ulaşım, konaklama ve gezi faaliyetleri de payını almaktadır.

İnsanlığın var oluşumuyla birlikte şifa sağladığına inanılan kutsal insanları ve yerleri ziyaret etmek, bu tür turizmin başlangıcıdır aslında. Artık günümüzde sağlık turizmi ABD ve Almanya gibi gelişmiş ülkeleri ziyaret ederek ülkelerinde bulunmayan hizmetleri elde etmek için az gelişmiş ülkelerin arayışı ile ivme kazanmış ve ülkelerin politik hedefleri arasında yerini almıştır.

Klasik turizm anlayışından sonra Sağlık turizmin değişim göstermesi ve gelişmekte olan ülkelerin de gündemine oturmasının başlıca nedenlerini; gelişmiş ülkelerde tıbbi operasyonların nispeten yüksek maliyetleri, makul fiyatlı uluslararası seyahat seçeneklerinde artış, gelişmekte olan ülkelerde kalite standartlarının yükseltilmesi, kozmetik ve dental operasyonlara olan talebin artması, şeklinde sıralandırabiliriz.

Giderek artan sayıda havayolu şirketinin yol açtığı yoğun rekabet nedeniyle, ortalama hava yolculuğu maliyeti önemli ölçüde azaldı. Bu, küreselleşmenin artan etkisiyle birleştiğinde, son 25 yılda hava yolculuğunda bir artışa yol açtı. Dünyanın en fazla noktasına uçan Türk Hava Yolları bu noktada ülkemiz içi ciddi avantaj sağlamaktadır. Zira sağlık turizminde seçim yaparken en önde gelen avantaj faktörü gidilecek ülkeye direk uçuşun olmasıdır.

Ülkeler arasındaki sağlık bakım maliyetlerindeki önemli farklılıklar, sağlık turizminde işlem hacminin artmasına neden oluyor. Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha yüksek personel maliyetleri ve sabit giderlere sahiptir. Bu ülkelerde oluşan talepler yurtdışında seyahat ettikleri ülkelere göre % 40-90 fiyat avantajını değerlendirme imkânına sahipler.

Gelişmekte olan ülkeler, son teknoloji ürünü sistemler ve teçhizatları ile bu kurumların dikkatini çekmek için birçok pazarlama faaliyetine gitmesiyle bu konuda karmaşık bir yapı ortaya çıkmıştır. Bu noktadan sonra yeni bir oluşum ortaya çıkmıştır. Bu uygulamalar, sağlık turizmi için genel talebi ve profesyonel sağlık turizmi acentelerinin sayısını artırmıştır.

Medikal turizmde hem servis sağlayıcılar hem de turistler için en önemli faktörlerden birisi de sanal ortamda yapılan bilgilendirme faaliyetleridir. İnternet, dünya genelinde sağlık hizmetlerini bulma, karşılaştırma ve değerlendirme fırsatı sunmaktadır.

Gelişmiş ülkelerden gelen ve gelişmekte olan ülkelere doğru ilerleyen bu yeni sağlık turizmi dalgası, gelişmiş ülkelerin sağlık sistemlerinde maliyetleri azaltabilen ve verimliliklerini arttırabilen önemli bir gelişme olarak kabul edilmektedir. Sağlık turizmi gelişmekte olan ekonomiler üzerinde uzun vadeli olumlu bir etkisinin olması bekleniyor. Ülkemizde de bu konu günden güne daha geniş bir tabana yayılmakta ve politik programlar da yerini almaktadır.

Yapılan araştırmalarda İnsanları gideceği ülke için seçim kriterlerini etkileyen ana faktörleri;

Jeo-politik, ekonomik, politik, demografik, sosyal / kültürel ve teknolojik çevreler, Klinik güvenlik (temizlik standartları, hekimin profesyonellik düzeyi), Maliyetler (Seyahat masrafları dikkate alındıktan sonra net maliyet farkı), Bölge (politik risk, yasal sistem, hasta güvenliği, dil engelleri, vize gereksinimleri), Sigorta şirketi desteği, uzun mesafelere seyahat etme yeteneği. Turistik imkânlar, akrabalardan veya arkadaşlardan ve ülke kültürlerinden gelen referanslar olarak sıralayabiliriz.

Kozmetik cerrahi operasyonları bütünü ele alındığında son beş yılda Avrupa’da % 29 artış göstermiştir. Çok az sayıda kamu ya da özel sağlık sigortası şirketinin bu prosedürleri kapsamasına rağmen, talepler giderek artmaktadır. Ülkemizdeki son teknoloji ekipmanlarla rekabetçi fiyatlar sunan özel kuruluşlar, bu tür hizmetleri arayan bireyler için uygun çözümler sunmaktadır.

Bu duruma en iyi örneği saç ekimi için ülkemize gelen yabancı ülke vatandaşlarını gösterebiliriz. Dünya sağlık turizminde ön plana çıkan ülke sayısı 25 -30 olmakla birlikte ülkemiz gerek coğrafi konumunun gerek sahip olduğu teknolojik alt yapının ve bunun yanında da dini, siyasi faktörlerin avantajını iyi kullanmalıdır.

TÜİK verilerine göre 2014 yılında 328 bin yabancı turist sağlık turizmi için Türkiye’ye gelirken bu rakam 2015’de 260 bin, 2016 yılında ise 251 bin seviyesine düştü. Karalama kampanyaları ve terör nedeniyle oluşan bu tablo  2017 yılının Ocak – Haziran döneminde 220 bin seviyesine ulaştı. Bu durum sağlık politikalarının başarısını ortaya koymaktadır. Turistlik amaçlı gelen bir yabancının ülkemizde ortalama harcaması 650 dolar seviyesinde, sağlık turizmi kapsamında gelen ziyaretçilerden elde edilen kişi başı ortalama gelir 2 bin 500 dolar seviyesinde olması ise konunun verimliliğini ortaya koymaktadır.

Ülkemizin Sağlık alanındaki bilinirliğini arttırması, güven kazanması, hizmet çeşitliliğinin sağlanması, özel ulaşım, tercüme hizmetleri ve iyi hizmet referansları ile 2023 yılında 20 milyar USD düzeyinde bir geliri hedeflemektedir. Türkiye, uygun fiyatlı, yüksek kalite düzeyindeki hizmetlerin yanı sıra, bir turizm destinasyonu olarak da son derece cazip ve avantajlı imkânları ve politik destek ile de hedeflerine bir bir ulaşacaktır.

İsmail Hızlı