Turizmcilerden turizmin geleceğini değerlendirdi

TÜRSAB Turizm Forumu 'Turizmde Geleceğe Bakış' teması ile gerçekleştirildi.T.C. 54. Hükümet Turizm Bakanı Bahattin Yücel moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde TÖSHİD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tevfik Nane, Nebil İlseven ile Dünya Gazetesi Yazarı Şeref Oğuz panelist olarak yer aldı.

Panel açılışında ulusal ve uluslararası alanda yaşanan gelişmelerin turizm sektörüne etkisine dair değerlendirmelerde bulunan Bahattin Yücel, “Hibrit toplantılar dünyadaki değişim ve gelişime de çok önemli bir örnek oluşturuyor. Pandemi sürecinde dünya sivil havacılığı çok ciddi yara aldı. Uçakların büyük bölümü kargo taşımacılığına döndüler. Normalleşmeyle birlikte artan talebe göre kenara çekilen uçaklar yeniden uçmaya başladı. Ama artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Bu toplantıda, "Her şey nasıl eskisi gibi olur ?" sorusunun cevabını konuşmak önemli. Aslında turizmde hep dış koşulları konuşuyoruz ama bir de iç koşullar var. Yargı kararları Türkiye’yi uluslararası kamuoyunda zor duruma düşürüyor. Örneğin müzik yasağının sektöre etkisi çok büyük oldu. Türkiye’yi ithalatla yönetilen hormonlu büyüme yoluna soktuk. Sektör kendisi dışında kaynaklanan büyük bir zorluk içerisinde. Bunu da anlatmak zorundayız” diye konuştu.

Mehmet T. Nane: “Batı Avrupa ve Ortadoğu pazarlarına yöneldik”

Panelde “Ne oluyor ne değişiyor?” sorusuna yanıt arayan TÖSHİD Yönetim Kurulu Başkanı ve Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Tevfik Nane, şunları kaydetti: “Biz son üç yıldır bütçeyi yaparken hep bu yıl normalleşeceğiz diye düşünerek yapıyoruz. Bu sene Ukrayna-Rus arasında başlayan savaş bizim planlarımızı değiştirdi.Sadece Pegasus Airlines olarak 500 bin kişi Ukrayna’dan, 1 milyon turist de Rusya’dan taşımayı hedeflemiştik.Türkiye olarak ise 2022 yılında Ukrayna’dan 2,5 milyon, Rusya’da 6,5-7 milyon turist bekliyorduk. Ben hep derim, ‘nefes alıyorsak umut vardır’ diye.Pegasus olarak bu süreçte hemen Batı Avrupa ve Ortadoğu pazarlarına yöneldik. Sigorta konusundaki sıkıntılar nedeniyle Rusya’daki uçuşlara birkaç hafta ara vermek zorunda kalmıştık. Bu sorunu çözdükten sonra Mart ayı itibariyle itibaren uçmaya başladık. Rusya’dan yeni destinasyonlara talep oldukça yeni uçuşları ekliyoruz. Moskova-İzmir’i başlatacağız. Rusya’da Pegas, Coral ve Azur ile iş birliği yaparak turist getirmeye devam edeceğiz.”
Şeref Oğuz: “Türkiye'ye turizm kadar sıcak güç, enerji katacak sektör yok”

Dünya Gazetesi Yazarı Şeref Oğuz ise konuşmasında dünya ekonomisinin iyi bir yere gitmediğini ve ekonominin politikayla çok daha fazla anıldığı bir döneme girildiğini ifade etti. Türkiye’nin borçlanmasında ciddi sıkıntılar bulunduğunu belirten Şeref Oğuz, şöyle devam etti: “Türkiye her 100 dolarlık ihracatının 65 dolarını ithalata veriyor. 32-33 milyar dolarlık cari açığımız var. En çok döviz kazandıran sektör turizmdir.Turizm sektörünü incelediğimizde dışa bağımlılık oranı binde 5 civarında. Turizmciler ülkeye çok net ve temiz döviz kazandırıyorlar. Devlet ihracatçıları destekliyor. Ancak ihracatçılarımız için gösterdiğimiz emeğin 10’da birini turizmciler için yapmadık. Türkiye'ye turizm kadar sıcak güç, enerji katacak sektör yok. Turizmcilere gözümüz gibi bakmalıyız, çünkü net ve temiz döviz geliri getiren bir sektör. Turizmcileri para kazandıran kamu diplomatı olarak görüyorum. Turist sayısı ile övünmek yerine turist başına geliri artırmaya odaklanmalıyız. Hala kişi başı 1.000 doların gerisindeysek bunu düşünmemiz lazım. Türkiye turizm gelirinde ilk 10'a girebilecek potansiyele sahip. Ama turizmimiz 12 silindirli Ferrari olarak yalnızca 6 silindirini kullanabiliyor.”

İlseven: “Turizm kendi yağıyla kavrulurken başka sektörlere de hayat veren bir sektör”

Panelde konuşan Nebil İlseven de turizm sektörünün finansal yapısıyla ilgili ayrıntılı bir sunum gerçekleştirdi. İlseven, finansman sorununun sektörün yeteri kadar rahat nefes alamaması ve yenilikleri beklenen hızda ve nitelikte gerçekleştirememesine yol açtığını, bu yönüyle de sektöre ayak bağı olduğunu dile getirdi. İlseven konuşmasına şöyle devam etti: “Turizm 1985 yılında aldığının 40 mislini ekonomiye geri veren bir sektör. Turizm kendi yağıyla kavrulurken başka sektörlere de hayat veren bir sektör. Sürdürülebilirliği büyük önem taşıyor. Bu yıl kişi başı ortalama gelir 850 dolar olacak. 750-850 dolar seviyelerini bir türlü aşamıyoruz. 1000 dolarları aşmamız gerekiyor. Sektördeki sıkıntılı kredilerin oranı yüzde 5 olarak görülüyor ama bu oran yüzde 12 civarında. Türk turizminde, para piyasaları ağırlıklı finansal kaynak yapısının çeşitlendirilmesi ve bankacılık sektörüne olan bağımlılığının azaltılması gerekiyor. Sürdürülebilirliğin kurumsallaştırılması önemli. Turizm sektörü kendi problemlerini çözmede kendi başına bırakılacak bir sektör değil. Çünkü tüm ülkeyi ilgilendiren bir sektör.”
 
İKİNCİ PANELDE TURİZMİN GELECEĞİ MASAYA YATIRILDI SEKTÖR TEMSİLCİLERİ TURİZMİN GELECEĞİNİ DİJİTAL DÖNÜŞÜMDE GÖRÜYOR

Günün ikinci paneli “Turizmin Geleceği” başlığı ile yapıldı ve oturum Fest Travel Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Pekin’in moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Panelde, Antalya Büyükşehir Belediyesi Turizm Danışmanı Osman Ayık, Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebru Günlü Küçükaltan ve HotelRunner Satış ve İş Geliştirme Direktörü Rıza Kaynak konuşmacı olarak yer alırken sektörü nasıl bir gelecek beklediğine dair değerlendirmelerde bulundular.
Osman Ayık: “Yatırımların çevre ve kaynakları koruyarak sürdürülmesi önemli”

Dünya ve Türk turizminin çok kritik bir süreçte bulunduğunu belirten Antalya Büyükşehir Belediyesi Turizm Danışmanı Osman Ayık, turizmin yapısal olarak pandemide önemli ölçüde tahribat yaşadığını dile getirdi.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü Başkan Yardımcılığı (UNWTO) dönemindeki deneyimlerini katılımcılarla paylaşan Ayık, daha dayanıklı, daha sürdürülebilir ve daha sağlıklı biçimde gelecek kuşaklara aktarılabilecek bir turizm altyapısı oluşturmanın UNWTO'da önemli gündem başlıklarından biri olduğuna işaret etti.

Enflasyondan emtia fiyatlarındaki artışa pek çok etmenin bu süreçte rol oynadığını ifade eden Osman Ayık turizmin çözüm yolları üretmesinde ortak aklın önemine dikkat çekerek sektörün birlikte hareket ederek yeni bir yol haritası oluşturmasının önemine değindi.

Dünyada çok önemli bir nüfus artışı olduğuna dikkat çeken Ayık, 2050'de 10 milyara çıkacak dünya nüfusunun yüzde 70'inin kentlerde yaşayacağını ifade etti.Kentlerdeki nüfus yoğunlaşmasının önümüzdeki dönemde turizmi en fazla zorlayan gelişmelerden biri olacağını kaydeden Ayık, “Çevreye doğaya duyarlı turizmin giderek önem kazanacak. Mevcut değerleri yok etmeden sürdürülebilir turizmi nasıl oluşturacağız bunu konuşmamız ve buna göre çözüm yolları bulmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.

Seyahat acentalarının da bu gelişmelere uygun biçimde değişip dönüşmeleri gerektiğinin altını çizen Osman Ayık, konaklama yatırımlarının da çevre ve kaynakları koruyarak sürdürülmesinin önemine dikkat çekti.
Tüketicilerin talep ve beklentilerinin de bu paralelde değişip dönüştüğüne dikkat çeken Ayık, önümüzdeki dönemlerde seyahat frekanslarının azalacağını ancak konaklama sürelerinin uzayacağını dile getirdi. Ayık, bu noktada akıllı kentlerin, dijitalleşmenin, kişilerin kendilerini özel hissedecekleri tesislerin öneminin daha da artacağını söyledi. Ayık ayrıca, “1980’lerde biz başka bir felsefeyle yola çıktık. Çok yatak üretip çok turist ağırlayıp çok döviz getireceğimizi sandık. O felsefeyle yola çıktık ve nitekim belli bir süreçte başarılı olduk ama bugün bu noktada birtakım şeyleri değiştirmenin tekrar zamanı geldi. Covid-19 ile ciddi bir uyarı aldık. Bizim yeni bir hikaye yazarak dönüşümü başlatmamız lazım. Biz 20 yılda inişlere çıkışlara rağmen sayıların üzerine koyarak geldik. Ama sayıların üzerine koyarak gelmek bize bir şey kazandırdı mı kazandırmadı mı? Bugün zaten değerlendirme yaptığımızda istatistiklere döktüğümüzde gördük ki ortalamalar kişi başı gelirler bizi istediğimiz yerlere getirmemiş. Yaşanmış bir tecrübe var biz bu tecrübeyi eğer geleceğe yeniden dizayn etmeye yansıtabilecek mekanizmalar oluşturursak her şey değişebilir” dedi.

Prof. Dr. Ebru Günlü Küçükaltan: “Mutlu mezunlarla, mutlu turistleri uğurlarız”

Türkiye’de turizm alanındaki yükseköğretim kurumlarına ait istatistiksel verileri paylaşarak konuşmasına başlayan Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebru Günlü Küçükaltan, nicelikten ziyade nitelikli eğitime yönelmenin önemine dikkat çekti. Bu konuda hem eğitim kurumlarına hem de sektör temsilcilerine önemli görevler düştüğünü ifade eden Küçükaltan, ’Kriz ortamı turizm öğrencilerde kaygıyı arttırıyor. Mutlu mezunlarla, mutlu turistleri uğurlarız, mutsuz mezunlarla mutsuz turistleri uğurlarız” değerlendirmesinde bulundu.

Dünyada turizm alanında eğitim süreçlerinin giderek farklılaştığını dile getiren Prof. Dr. Küçükaltan, turizmde dijitalleşmenin günden güne önem kazandığını vurguladı.  Küçükaltan, “Girişimci, inovatif ve yenilikçi, sosyal farkındalığı yüksek bireylerin yetiştirilmesi önem kazanıyor. Uluslararası anlamda dijital yetkinlik ve dijital devinim ön plana çıkmaya başladı” dedi.

Rıza Kaynak: “Dijitalleşmiş acenta ve otellerde misafir şikayetleri azalıyor, memnuniyet artıyor’’

Dijitalleşme konusunun son yıllarda öneminin arttığına işaret eden Rıza Kaynak, son yıllarda seyahat acentalarının dijitalleşmesi noktasında da önemli aşamalar kat ettiklerini dile getirdi.

Dijitalleşmiş acenta ve otellerde misafir şikayetlerinin azaldığını ve memnuniyetinin arttığını kaydeden Kaynak, turizm sektörünün dijitalleşmeyi geriden takip ettiğini belirtti. Misafirin artık hız istediğini vurgulayan Rıza Kaynak, satın alma süreçlerinin yanı sıra envanterin de dijitalleşmesinin önemine dikkat çekti.
Son zamanlarda “metaverse”in turizmde son derece önemli hale geldiğini ifade eden Kaynak, uzaktan deneyimlemenin rağbet gördüğünü belirtti. 360 derece video görüntüleri ile pazarlamanın artık vazgeçilmez olduğunu kaydeden Kaynak, "Misafirin rezervasyon yaptığı andan check out yaptığı ana kadar onunla dijital temasta olmak gerekiyor" şeklinde konuştu.

Panelin kapanış konuşmasını yapan Bahattin Yücel, bu dönemde kurumların personellerinin bütün masraflarını karşılayarak aileleri ile tatile göndermesi ve harcanan paranın da vergiden düşürülmesi önerisini dile getirdi.

Panel, hediye takdiminin ardından çekilen aile fotoğrafı ile sona erdi.