İşler rekorlardan kritik dönemeç aşamalarına gelişin nedenlerini Fiyat Krizi, Yeni Rekabet Gerçekliği, Pahalı Ülke Algısı, Maliyet Makası, Değişen Küresel Paradigma, Baskılanan Kur, Değişim, Dönüşüm, Devinim öğelerinin etkileri ve eksileri olarak sıraladı.
SÜRECİ YÖNETEMEYİZ
Mehmet İşler, 2025 sezonunda ortaya çıkan verilerin Türkiye’nin Avrupa pazarında belirgin şekilde “yüksek maliyetli destinasyon” kategorisine yerleştiğini gösterdiğini, Türk turizminin yalnızca fiyat rekabeti açısından değil; makroekonomik baskılar, yatırım ortamındaki daralma, artan küresel rekabet ve tüketici güvenindeki aşınma nedeniyle kritik bir dönemeçte bulunduğunu belirten Mehmet İşler, döviz ile satıp Türk Lirası(TL) ile maliyetlere katlanarak bu süreci yönetmenin mümkün olmadığının görülmesi gerektiğini söyledi.
Mehmet İşler; TL’deki kontrolsüz maliyet artışları ve kurun baskılanması sektörü çıkmaza sürüklemektedir. Maliyet makası bozulmuştur. Basit örnekleme gerekirse 1 Ocak 2024 ve 1 Ocak 2025 tarihlerinde ki sadece asgari ücret rakamları karşılaştırılırsa asgari ücret en az yüzde 30 artarken dolar kuru artışı 8.5 ta kalmıştır. Bunu gıda, vergiler, yakıt, enerji, su gibi girdi kalemleriyle karşılaştırırsak farkın çok daha büyük olduğu görülecektir. Evet, hala maliyetler her gün TL bazında artıyor, ancak kur aynı oranda artmadığı için makas kapatılamıyor. Krediyle kapatalım’ dediğimizde ise yüksek faizler devreye giriyor. Ciro artıyor ama kârlılık yok. Kâr olmayınca yatırım yapılamıyor. Türkiye’nin pahalı görünmesinin ana nedeni kurun baskılanarak, maliyetlere paralel oranlarda değerlenmemesidir. Avrupa’da yaşayan ve çalışan vatandaşlarımız bile Yunanistan, İspanya, Mısır ve Fas’ı tercih etmeye başladı. İspanya’da 850, Yunanistan’da 780, Mısır’da 720 Euro’ya yapılan 7 gecelik paket turun Türkiye’deki eşdeğeri 1000 Euro olmuştur. Türkiye bugün rakiplerine göre %30–%45 daha pahalı görünür olmuştur. Bu fark sürdürülebilir bir fark değildir. Kurun baskılandığı ve maliyetlerin beklentilerin üzerinde arttığı bir gelecekte bu fark daha da büyüyecektir. 2025 sezonu tüketici güvenini de zedelediğimiz bir sezon oldu. Misafir erken rezervasyon yapıyor fakat sezon içinde fiyat daha da düşüyor. Tüketici ciddi hayal kırıklığı yaşıyor. 2026’da Türkiye yeniden son dakika satışlarına mahkûm olacaktır.”
TÜRKİYENİN ALTERNATİFİ HALİNE GELDİLER
“Biz artık bilinen rakiplerle değil, yeni bölgesel güçlerle yarışıyoruz. Mısır, düşük iş gücü maliyetleri, güçlü fiyat istikrarı, agresif yatırım, Fas, yeni konsept resortlar, devlet destekli turizm stratejisi, Dubai ve BAE, dijital turizm, tematik mimari ve yapay peyzaj ile yüksek çekicilik, Suudi Arabistan, Vision 2030, mega destinasyon projeleri, Uzak Doğu, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik odaklı model, Yunanistan, ürün değil destinasyon markası odaklı, sürekli yenilenen konseptlerle karşımıza çıkıyor. Bu ülkeler dün bizim için risk değildi; bugün ise Türkiye’nin alternatifi hâline geldiler.”
ACİLEN 3D
Türkiye’nin acilen 3D formülünü hayata geçirmesi gerekiyor. 1. Yeni düşünceler ve yeni ürünler geliştirmeyi ifade eden DEĞİŞİM (Innovation) 2. Yapısal ve finansal reform anlamına gelen DÖNÜŞÜM (Transformation) 3. Rekabete hızlı uyumu tanımlayan DEVİNİM (Adaptation & Agility). Yeni ürünleme ve modelleme yaratamazsak, banko üstüne konan buz misali her gün eriyerek 2026’da rakipler bizi açık biçimde sollayacaktır. Pahalı destinasyon algısını kırmadan, fiyat istikrarını sağlamadan, maliyetleri disipline etmeden ve tüketici güvenini onarmadan Avrupa pazarında kaybettiğimiz ivmeyi geri almamız mümkün değildir. 2026, Türk turizmi için bir yol ayrımıdır. Ya hataları telafi edeceğiz ya da küresel rekabette geriye düşeceğiz” dedi.













YORUMLAR