Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

"Seyahat Acentalarının Hakları Korunmalı"

Turizm sektörünün sevilen ismi Yükselen Türsab Hareketi Başkanı Cüneyt Tansu Demir seyahat acentalarının sorunlarını ve çözüm önerilerini paylaştı.Acentaların sorunlarının çözümü noktasına önemli bir bilgi kaynağı olacak bu önemli açıklamaları siz değerli okurlarımız ve seyahat acentaları ile paylaşıyoruz.

"Seyahat Acentalarının Hakları Korunmalı"

Turizm sektörünün sevilen ismi Yükselen Türsab Hareketi Başkanı Cüneyt Tansu Demir seyahat acentalarının sorunlarını ve çözüm önerilerini paylaştı.Acentaların sorunlarının çözümü noktasına önemli bir bilgi kaynağı olacak bu önemli açıklamaları siz değerli okurlarımız ve seyahat acentaları ile paylaşıyoruz.

27 Ocak 2020 - 07:08

Turizmin ve sektörümüzün lokomotifi olan acentalar, hem sektör içindeki haksız rekabet, öngörülmeyen vergiler ve artışlar, havaalanlarında karşılama engelleri, taşıma, tur ve transfer sorunları ile uğraşırken bir yandan sürekli tüketici lehine gelişen, acentaları en haklı durumda bile müşterisine karşı haksız çıkarabilen tüketici yasaları ile uğraşmaktadır.
 
Birincisi tüketicinin iyi niyetli olmasından yola çıkarak yapılan bu yasalarda, acentanın da iyi niyetli olduğu olgusuyla hareket edilmelidir. Elbette bunu istismar eden acentalar vardır ama şu unutulmamalıdır ki, aynı istismarı yapan tüketici de vardır.
 
Elbette tüketici hakları korunmalıdır.Yalnız bu yapılırken, seyahat organizasyonu gibi hassas,  ücret/hizmet parametresinde sunulan  buna paralel olarak da tüketici beklentisi ile her zaman örtüşemeyebilen,  görece beklenti  içeren  hizmet olduğu unutulmamalıdır. Dönem itibarıyla, zaten zor ayakta duran acentaların hakları da korunmalı, ülkemizin en büyük gelir kalemlerinden birini sağlayan turizmin lokomotifi olan sektör yara almamalı, ‘artık iş yapmaya korkar’ hale getirilmemelidir.
 
Haksız rekabet şartları illa suç unsuru taşıyıp mahkemelere gidene kadar beklemek yerine,  sektör kendi içinde oluşturacağı konuya hakim, hızlı çalışıp karar veren bir bilirkişi niteliğinde statüsü olan“turizm etik kurul” tarafından karara bağlanmalıdır.  Haksız rekabet koşulları da,  zamanın ticaret ruhuna vekoşullarına  göre  hassas olarak tespit edilmeli, bu yapılırken serbest ve özgür ticaret kuralları zedelenmemelidir.
 
Yani her uygun fiyatla ürün satan acenta, hemen haksız rekabet yapıyor diye görülmemelidir.
Durum tespiti yasal ve uluslararası ticaret koşulları incelenerek oluşturulmalıdır.
Özellikle sosyal medyadan yapılan, gerekli belgeleri ve liyakati olmadan yanıltıcı ve özendirici ticari seyahat reklamları denetlenmelidir.
 
TUR LİDERLERİNİ VE TRANSFER GÖREVLİLERİNİ ACENTALAR ATAMALIDIR.
Her turizm ülkesinde olduğu gibi, turist taşıyan araçlarda acentanın atadığı tur liderleri görev yapabilmeli, ancak müze ve ören yerlerinde profesyonel rehber kullanılmalıdır.
 
Klasik acentacılık anlayışı yaşadığımızsüreçte değişmiştir.Turizm ticaretinin önemli  kısmının dijitalde aktığı günümüzde mutlaka ‘home-office”’ izinleri  verilmelidir.
 
Acentalar en az 2 araca kadar d2 belgesi aranmaksızın tur ve transfer hizmeti verebilmeli ve turizm taşımacı paydaşlarımıza, özel turizm plakası verilerek bir standart getirilmelidir. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan  bu ‘bir klasör evrak’ bulundurma zulmü bir an önce bitmelidir.
 
TUR OPERATÖRLERİNE YAPILAN CHARTER UÇUŞ DESTEĞİNİN SÜRMESİNİN ÖNEMİ ;
Ülkemize gelen yabancı turistin, charter operasyonları ile turist getiren tur operatörlerinin, kitlesel olarak getirdiği belli destinasyonlarla beraber, ülkemizin her yanının turizm pastasından pay almasını sağlamak, kültür turu organize eden acentaların güçlenmesi ve desteklenmesi ile mümkün olacaktır.
 
Yine kitlesel satış yapan tur operatörlerine charter uçaklardaki iade destekleri kaldırılmadan sürdürülmeli, ayrıca bu destek, Ortadoğu pazarında hizmet veren charter operasyonu yapan acentaları da kapsayacak şekilde geliştirilip büyütülmelidir. Ortadoğu’da hizmet veren acentalarımızın C1 denilen bölgesel vize, sektörün içinden, sektörü ve risklerini bilen acentalardan oluşan daha çok başvuru merkezi açılıp, risk minimuma indirilmelidir.


 
Burada, devletin turizme destek verirken ve yatırım yaparken ekonomik sıkıntılar nedeniyle yüksünmemesi, turizme yatırımın sanayi yatırımı ile fabrika yatırımı ile birebir aynı olduğunu görmesi ve bu mantıkla artarak sürdürmesi gerekmektedir. Başta da ifade ettiğimiz gibi,  turizm sektörü ülkemizin dinamo sektörüdür.
 
Hem ekonomik kalkınmanın, hem istihdamın, hem de ülke istikrarının anahtarıdır.
 
Cüneyt Tansu Demir
Yükselen Türsab Hareketi Başkanı

Reklam
Reklam
Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum
  • Reklam