Türkiye’nin söz konusu 36 kriterden 10’unu "temel seviyede",13 kriteri “iyi seviyede”, 6 kriteri ise “ileri seviyede” karşıladığı belirtildi.
Kriterler içeriside Türkiye’nin en kapsamlı ilerlemeyi mali raporlama alanında kaydettiği belirtilirken, halen 5 alanda temel kriterlerin karşılanmadığı hatırlatıldı.
Türkiye’de önümüzdeki dönemde daha da ilerleme kaydedilmesi gereken alanların olduğu belirtilen raporda, “Mali istatistikler genel hükümeti kapsarken, Türkiye’nin kamuya ait 468 kamu şirketini konsolide etmiyor. Bu şirketleri giderleri GSYH’nın yaklaşık yüzde 12,6’sını oluşturuyor.” ifadesine yer verildi.
Raporda ayrıca bilanço tablolarının finansal ve finansal olmayan yükümlülükleri içerirken, hükümetin mal varlıklarının mevcuduna ise değerinden daha düşük şekilde yer verildiği belirtildi.
Raporda, “Türkiye son yıllarda ekonomik tahminlerinde iyimser bir temayüle sahip. Reel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla büyümesi yüzde 1 daha fazla tahmin ediliyor.” ifadesine yer verildi.
Enflasyon tahminlerinde de daha düşük tahminlerde bulunulduğu belirtildi.
Son 10 yılda performans bazlı bütçe sistemi konusunda gerçekleştirilen çalışmalara rağmen, bütçenin büyük oranda yönetimsel ve girdi bazlı olduğu, bunun da hükümetin politika önceliklerinin anlaşılmasını zorlaştırdığı kaydedildi.
Öte yandan hükümetin halihazırda alternatif makro mali senaryolara ilişkin hazırlık yaptığı, fakat bu çalışmaların yayımlanmadığı öne sürüldü.
Rapordun tavsiye bölümünde ise Türkiye’nin kamu şirketlerini de dahil ederek şirketlerin mali raporlama kapsamı genişletmesi gerektiği belirtildi.
Raporda ayrıca kamunun mal varlığının ise gerçek değerlerini yansıtacak şekilde bilanço tablolarının da kapsamının genişletilmesi gerektiği vurgulandı.











YORUMLAR