WyndhamHotels& Resorts Türkiye Ülke Direktörlüğü görevine atandınız. Sizden beklentiler neler? Hangi konularda adımlar atmayı düşünüyorsunuz?
 
Covid-19 salgını, bir bütün olarak sektör açısından olağanüstü zorluklar getirdi. Pandeminin başlangıcından itibaren misafirlerimizin, otel ortaklarımızın ve ekip üyelerimizin sağlıkları ve güvenliklerine odaklanıyoruz. Otel ortaklarımızın risklerini minimize edebilmeleri, operasyonel mükemmelliği sağlayabilmeleri, hijyen protokollerini daha da güçlendirebilmeleri ve performanslarını optimize edebilmelerine destek olmak amacıyla onlara daimi destek sağlıyoruz. Öncelikli hedefimiz güvenliği her şeyin önünde tutmaya devam etmek ve profesyonel yöneticilerimiz eşliğinde, her biri alanının uzmanı deneyimli kadromuzla sektöre Wyndham’ın yüksek otelcilik standartlarında kusursuz hizmet sunmaya devam etmek.

Covid-19 ile ilgili durumun dünya genelindeki belirsizliğini göz önünde bulundurursak, ne zaman gerçek anlamda bir iyileşme görebileceğimizi söylemek biraz güç.İyileşmenin yurtiçinden başlamasını bekliyoruz ve Türkiye’deki güçlü varlığımıza ve marka tanınırlığımızı güçlendirmeye olan bağlılığımız sürüyor.

Yaklaşık 90 ülkede otelleri bulunan ve tesis sayısı bazında dünyanın otel franchise veren en büyük şirketiolan WyndhamHotels&Resorts’un istikrarlı yükselişi, sektörde kalite ve güvenilirlik konusunda örnek teşkil etmeye devam ediyor.Covid ile ilgili süregelen belirsizlik ve risklere rağmen, sektöre ve ülke ekonomisine olantam bağlılığımız devam edecektir.

Türkiye’deki 81 oteliyle ülkedeki en büyük uluslararası otel grubu olan WyndhamHotels& Resorts olarak, Türkiye’de 100 otel ve daha fazlasına ulaşma amacımız, başlıca odak noktalarımız arasında yer almayı sürdürüyor.WyndhamHotels & Resorts olarak misyonumuz, otel seyahatini her yerde, herkes için mümkün kılmaktır. Mevcut otelleriniWyndham markasına dönüştürmek isteyen veya sıfırdan yeni bir otel inşa eden işletme sahiplerindengiderek artan bir talep görüyoruz.
 
Türk Turizminin makro sorunları için çözüm önerileriniz nelerdir?

-Türkiye’deki kitle turizmi, kültür, gastronomi, kongre, sağlık, spor, gençlik, doğa, macera, inanç, alışveriş turizmi gibi alternatif turizm çeşitleri ile desteklenmeli ve turizmin on iki aya yayılması sağlanmalıdır.
 
-Turizm hizmeti sunan şirketlerin daha kaliteli hizmet sunabilmesi için eğitimli ve liyakat sahibi işgören yetiştirilmesine önem verilmeli ve bu çalışanların özlük hakları iyileştirilmelidir.
 
-Turizm sektörünü oluşturan tüm paydaşlar dijitalleşen dünyaya ayak uydurmalı, bu konuda aksiyon planlaması yaparak eksiklikleri ve iyileştirmeleri hızla tamamlamalıdır.
 
-Turizmde yeni trendler takip edilmeli.Turizm yatırımlarında koordinasyon eksikliği yaşanmaması için tüm paydaşlar ortak hedefler etrafında birleşmeli.
 
-Coğrafi bölge tanımlamaları ile yeni turizm destinasyonları oluşturulmalı.Bu konuda birkaç destinasyon dışında marka turizm kentimiz maalesef yok.
 
-Yurt dışı turizm tanıtım faaliyetlerine hız vermeli ve ülkemizi daha iyi tanıtmalıyız.
 
-Turizm şirketlerini teşvik ile desteklemeli ve sektörü küresel ölçekte yaşanabilecek iflaslara ve krizlere karşı daha güçlü bir hale getirmeliyiz.
 
-Karma pazar stratejisi ile ülkemizi Akdeniz çanağında belli başlı pazarlara bağımlı olmaktan çıkarmalıyız.
 
-Seyahat acentaları ülkemizin tanıtımı için büyük görevler üstlenmektedir.Bu nedenle oteller ve seyahat acentaları arasındaki koordinasyonun ve güvene dayalı ticaretin iyileştirilmesi sağlanmalıdır.
 
-Yatak arzı arttırılmalı, beton oteller yerine doğa ile iç içe mimarisi ile göz dolduran şık ve modern oteller inşa edilmeli.
 
Covid sonrası dönemde turizm nasıl şekillenecek? Yeni trendler neler olacak?
 
Covid sonrası dönemi 6 farklı tema başlığında incelemekte fayda var.Bu dönemde oteller ve trendler çeşitlenecek.Bunların belirlenmesinde; misafir tercihleri, dijital oteller, çevreci oteller, değişen işgücü, yeni nesil otel tasarımları ve alternatif konaklama seçenekleri belirleyici olacak.
 
Oteller yeni nesile dönük dijital hizmet sunmalı; 20-50 yaş arası seyahat edeceklerin % 60’lık dilimi oluşturuyor olması, otelleri bu demografik grubun özelliklerine ve sosyalleşmelerine göre strateji belirlemek zorunda bırakıyor.Bu kitle sağlıklı yaşamı daha çok önemsiyor ve bu yönde dizayn edilmiş otelleri tercih ediyorlar.
 
Sürdürülebilirlik – sustainability, yeşil yıldızlı otel, sağlıklı yiyecekler, plastik kullanımını minimize eden, çevreci aydınlatma ve benzeri faaliyetler tercih sebeplerinde önemli rol oynuyor.
 
Yeni otel yazılımları; misafirlerin oda servisi siparişleri, randevuları, transferi, restoran rezervasyonları gibi birçok fonksiyonu mobil cihazlardan gerçekleştirmesini sağlamaktadır.Akıllı odalar ve akıllı telefonlar tercih sebeplerinde önemli rol oynuyor.
 
Düşük temaslı yaşam; ileriye giden yoldur.Buda daha fazla otomasyon anlamına gelir. Daha temiz ve temassız ödemeler için nakit paradan vazgeçeceğiz.Örneğin; müşterilerin alışverişlerini yaptıkları Amazon Go mağazalarında olduğu gibidronlarla teslimatlar yaygınlaşabilir.
 
Bu kadar uzun süren sosyal mesafe ve izolasyon döneminden sonra misafirler daha güvenilir otel markaları arayacaklar.Covid sonrası seyahat edenler, gittikleri yere olan ekonomik katkılarının yanı sıra ziyaret ettikleri yerde yaşayanların yaşam tarzlarını her zamankinden daha fazla dikkate alacaklardır. Yerel organik ürünleri almak için bilinçli bir çaba gösterecekler.

Pandemi sonrası otel iç mekanları antibakteriyel yüzeylere sahip olacaktır.Örneğin, virüsler bakır üzerinde yalnızca dört saat hayatta kalabilir.Bio-Fence gibi şirketler ise sprey ile uygulanabilen antimikrobiyal kaplamalar geliştirmektedir.Üst düzey temizlik sağlamak için robotlar otel odası ekipmanı haline gelecek.ABD merkezli teknoloji şirketi Xenex, patojenleri öldürmek için "yoğun antiseptik" ksenon ışığı ışınlayan LightStrike robotları üretiyor ve bunlar ABD'deki bazı otellerde kullanılıyor.

Otel çalışanları için yeni görevler; Teknolojinin insan yerine geçmesinin bir diğer avantajı, personelin daha kişiselleştirilmiş hizmetlere odaklanmasına fırsat verecek olmasıdır.

Otellerimizin yeni dönemin şartlarına cevap vermelerine yardımcı olan bir dizi ek güvence de getirdik. Bunların arasında güçlendirilmiş hijyen pratikleri ve sertifikasyon programlarına erişim, misafir güvenini tekrar inşa edecek girişimler, operasyonel ve ticari destekler, iyileşme planlarına erişim de yer alıyor. Tüketici güvenini artırmak ve güvenliği her şeyden öncelikli kılmak amacıyla bu yıl“WyndhamCount on Us” aslı hijyen programımızıbaşlattık. Otel rezervasyonu yapan misafirlerin içinin rahat olmasını sağlamaya yönelik bu girişim, güçlendirilmiş hijyen protokolleri, sektöre öncülük eden dezenfektanların düzenli kullanımı, otel ekiplerine verilen daimi eğitim ve destekler ve daha pek çok adımı kapsıyor.

İçinde bulunduğumuz ortamda ve Covid-19 sonrası dönemde misafirler, tanıdıkları ve güvendikleri markalarla konaklamayı her zamankinden daha çok tercih edecektir ve bir yandan sıcak bir konaklama tecrübesi sunarken aynı zamanda güven ve hazır olma duygusu aşılayabilen markalara olan sadakatleri daha da artacaktır.