Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

YUNAN ORDULARI BAŞKUMANDANI TRIKOPİS NASIL ESİR ALINDI ? İŞTE AHMET ÇAVUŞ'UN HİKAYESİ...

Türk Tarihi zaferler ve Kahramanlıklarla dolu! İşte o zaferlerin en önemlilerinden biri 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi, kahramanlarından birisi ise Afyonlu Ahmet Çavuş'tur.Ahmet Çavuş ve askerleri Yunan Orduları Başkumandanı General Nikolaos Trikopis’i esir alarak savaşın gidişatını değiştirmiştir.

YUNAN ORDULARI BAŞKUMANDANI TRIKOPİS NASIL ESİR ALINDI ? İŞTE AHMET ÇAVUŞ'UN HİKAYESİ...

Türk Tarihi zaferler ve Kahramanlıklarla dolu! İşte o zaferlerin en önemlilerinden biri 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi, kahramanlarından birisi ise Afyonlu Ahmet Çavuş'tur.Ahmet Çavuş ve askerleri Yunan Orduları Başkumandanı General Nikolaos Trikopis’i esir alarak savaşın gidişatını değiştirmiştir.

YUNAN ORDULARI BAŞKUMANDANI TRIKOPİS NASIL ESİR ALINDI ? İŞTE AHMET ÇAVUŞ'UN HİKAYESİ...
25 Nisan 2024 - 09:02

İşte Trikopis'in yakalanış hikayesi...

Tabur Komutanı Fuat Bey hemen Afyonlu Ahmet Çavuş’u çağırdı yanına ve emri verdi.“Bak Ahmet Çavuş” dedi, “Bu keşif diğerleri gibi değil. Biliyorsun düşmanı bozduk. Her tepenin ardından, kaçan düşman çıkabilir. Çıkan, düşman komutanı ve efradı, yani karargâhı olabilir. Sakın ha. Çavuşum falan deme. Alay komutanı olduğunu ve etrafınızı çevirdim. Teslim olmazsanız imha edeceğim diyeceksin.”

Ahmet Çavuş Yunan Orduları Başkumandanı General Nikolaos Trikopis’i esir alışını şöyle anlattı:

"Keşif için üç kişi dağa tırmanmağa başladık. Yanımda saatli, tetikli, fitilli olmak üzere 11 bomba vardı. Arkamızdan da kırk kişi yollayacaklardı. Alaca karanlıkta tepenin bir boyun noktasına vardığımız zaman, 5 - 10 zabitin oturduklarını gördüm. Derhal bombalardan birisini yakalayıp davranmayın, teslim olun, diye haykırdım. Hepsi, ellerini kaldırdılar. Arkadaşlarım da yanıma gelmişlerdi. Ben önümüzde duran bir zabitin atını yularından yakalayarak çektim. Sordular: Ne kadar kuvvetiniz var? dediler. Üç ordu, dedim. Tamamen muhasara altındasınız. Ya teslim olacaksınız, ya sizi grup ateşine vereceğiz.



Hangi kıtaya kumanda ediyorsun? dediler. Alay kumandanıyım, dedim. Rütbemi sordular? Başçavuş dediğim zaman hepsi hayret içerisinde kalmışlardı. Hayretlerini gidermek için devam ettim: Bizde onbaşıdan fırka kumandanı bile var, dedim. Onlara, torbalarımızdan peksimet çıkararak verdik. Onlar da bize, bol bol sigara ikram ettiler.

Ceplerimizi doldurduk. Biz onları böylece esir aldıktan epey sonra Kaymakam Hüseyin Hüsnü Bey’le tabur kumandanımız Fuat Bey geldiler. Hüseyin Hüsnü Bey, esir zabitlerin içerisinden birisini, eliyle işaret ederek bana sordu: Bu zabitin kim olduğunu biliyor musun?



Ne bileyim, dedim. Elin düşmanı. Babamın oğlu değil ya!. Fuat Bey’in gözleri faltaşı gibi açılmıştı: -Trikopis, Trikopis, diye haykırdı. Yunan Başkumandanı. Trikopis’i Uşak’a kadar getirdik. Orada bana bir İstiklâl Madalyası yazdılar. Trikopis’in esvaplarını da bana hediye ettiler. Geçen seneye kadar bu esvapları giyerdim. Şimdi bunlar azıcık eskidi. Sokağa pek gelmiyor. Evde saklıyorum.”


Reklam
Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum
  • Reklam