Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

"Turizm sektörüne yeni maliyetler yükleyecektir"

TÜSİAD'tan konaklama vergisi açıklaması: " Konaklama Vergisi yaratacağı ilave maliyetler sebebiyle diğer ülkelerin turizm sektörleri ile kıyasıya rekabet eden ve ülke tanıtımı için ciddi yatırımlar yapan turizm sektörüne yeni maliyetler yükleyecek, sektörün rekabet gücünü zayıflatacaktır."

"Turizm sektörüne yeni maliyetler yükleyecektir"

TÜSİAD'tan konaklama vergisi açıklaması: " Konaklama Vergisi yaratacağı ilave maliyetler sebebiyle diğer ülkelerin turizm sektörleri ile kıyasıya rekabet eden ve ülke tanıtımı için ciddi yatırımlar yapan turizm sektörüne yeni maliyetler yükleyecek, sektörün rekabet gücünü zayıflatacaktır."

14 Kasım 2019 - 01:47

Konaklama vergisi ile ilgili TÜSİAD görüşü:

Konaklama Vergisinin konusu, daha evvel otel işletmelerinin restoranlarındaki KDV oranlarında yapılmak istenen farklılaşmalara bağlı yaşanan sorunlardan da anımsanacağı üzere, uygulama güçlüğü doğuracağı düşünülmektedir. Zira otel, motel, pansiyon, kamping gibi yerlerde “geceleme hizmeti alınmaksızın” faydalanılan yeme, içme, aktivite, havuz, plaj gibi hizmetler konaklama vergisi kapsamında değilken, aynı hizmetlerin söz konusu yerlerde konaklayan kişiler tarafından alınması konaklama vergisine tabi bulunmaktadır.

Bu durumda, belirtilen yerlerde sunulan hizmetlerin “söz konusu yerlerde konaklayanlar ve konaklamayıp sadece bu hizmetlerden yararlananlar” şeklinde ayrıştırılması gerektirecektir ki bu durum “yeme, içme, aktivite, havuz, plaj gibi hizmetler” yönünden tüketicinin statüsüne bağlı bir ayrışmayı öngörerek vergilendirmede adalet ilkesi ile de çelişecektir.

Gerekçede belirtildiği üzere vergi matrahının aşındırılmasının engellenmesi için diğer hizmetlerin de kapsam dâhiline alınması, kötü niyetli kişileri engellemek için iyi niyetli kişilerin cezalandırılmasına sebep olacaktır. Ayrıca konaklama hizmetleri dışındaki hizmetlerden de vergi alınmasının turizm sektörü üzerinde olumsuz etki yaratacağı öngörülmektedir. Diğer taraftan bu hizmetlerin sunulması yüzünden merkezi ve yerel yönetimlerin katlandığı kamusal maliyetlerin bir kısmını finanse etmek amacıyla söz konusu verginin yurt içi yerleşkelerde de alınması, kamusal maliyetlere vergileri ile dâhil olan kişiler için mükerrer vergilendirmeye sebebiyet verecektir. Taslak maddede katma değer vergisinin vergi matrahına dâhil olmadığı belirtildiği gibi 7183 sayılı Kanunla ihdas edilen Turizm Katılma Payı kesintisinde de konaklama vergisi matrahına dahil olmadığının mükerrer vergilemeyi önlemek için belirtilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Aksi halde bu kuruluşların ciroları üzerinden KDV, Turizm Katkı Payı ve Konaklama Vergisi şeklinde üç dolaylı vergi ödemeleri, turizmi ve yerli/yabancı turisti cezalandırıcı etki yaratacağı düşünülmektedir. Diğer yandan, konaklama tesisleri ile bileşik tesisler 7183 sayılı kanun gereği binde 7,5 oranında Turizm Payı ödemekle yükümlü iken, bu teklifle de bir de %1 veya %2 oranında Konaklama Vergisi ödeyeceklerdir. Sırf işletmenin faaliyet alanının “turizm sektörü” olması sebebiyle diğer kazanç doğurucu faaliyetlerde uygulanmayan bir Turizm Payı yükümlülüğüne muhatap tutulan işletmelerin yine aynı nedenle ikinci bir ayrımcı mali yükümlülük kapsamına alınması, sebebi bakımından mükerrerlik oluşturmaktadır.

Anayasada yer alan vergi yükünün adaletli dağılımı ilkesinin “bir işletme turizm sektöründe faaliyet gösterdiği için” kamusal bir yarar gözetilerek ölçülü bir mali yükümlülükle diğer ekonomik aktörlerden ayrı tutulması görece savunulabilir bir tasarruf iken, aynı sebeple aynı işletmenin ikinci bir ayrımcı mali yükümlülük altına alınması ölçüsüzdür. Bu nedenle, işletmelerin aynı anda hem Turizm Payı yükümlüsü olması hem Konaklama Vergisi yükümlüsü olması engellenmelidir. Aynı sakınca, konaklama tesislerinin bünyesinde yer alan ve Turizm Payı ödemekle yükümlü tutulan Turizm İşletmesi Belgesi sahibi yeme içme tesislerinin hasılatı üzerinden bu teklife göre aynı zamanda Konaklama Vergisinin ödenecek olmasında da gündeme gelmektedir; teklifteki bu mükerrerlik sorunun da önlenmesi gerekir.

Cumhurbaşkanına konaklama vergisinin oranını üç katına kadar arttırma yetkisi verilmesinin vergilerin yasallığı, belirliliği ve öngörülebilirliği ilkeleri yönünden önemli bir zafiyet yaratabileceği, mükellefleri gerekli hukuki güvenlikten mahrum bırakabileceği ve ileriye dönük planlamalarını sağlıklı olarak yapamamasına sebep olabileceği düşünülmektedir.

Ayrıca turizm sektöründe fiyatlamaların ve rezervasyonların 1 yıl önceden yapıldığı düşünüldüğünde, bu etkilerin sektöre ciddi zararlar verebileceği öngörülmektedir. Söz konusu verginin ihdas edilmemesi gerektiği düşünülmekle birlikte, verginin ihdas edilmesi durumunda konaklama vergisinden istisna tutulacak tesisler arasına, sağlık işletmelerinin münhasıran hastaların ve refakatçilerinin konaklaması için sağlık tesisinin bulunduğu alanda açmış oldukları hasta ve “hasta yakınları konaklama merkezlerinin” de dahil edilmesi gerektiği düşünülmektedir. 

Reklam
Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum
  • Reklam