"Dünyanın önde gelen turizm destinasyonlarından biri olan Türkiye turizmde büyük bir ivme yakaladı.Türkiye'de son yıllarda, turizm altyapısına önemli ölçüde yatırım yapıldı.Bunlardan en dikkat çekici olanı ise İstanbul Havalimanı.Türkiye, gelecek yıllar için daha fazla turist çekebilmek adına ihtiyacı olan insan kaynağına ve turizm bölgelerine sahip.Bununla birlikte rakamlar her ne kadar olumlu olsa ve bu büyümeyi desteklese de bu büyüme bazı sorunları da beraberinde getiriyor.İşte bu noktada turizmdeki sorunlardan ve alınması gereken önlemlerden bahsedeceğim sizlere.

Sürdürülebilir turizm hareketine yeterince önem verilmemesi
Aşırı turist, doğal kaynakların aşırı kullanımı ve çevre kirliliği gibi sorunlar doğurmaktadır.Bu sebeple, turizm sektöründe sürdürülebilir turizm uygulamaları benimsenmeli ve doğal kaynakları korumaya yönelik tedbirler alınmalıdır.Bir çok ülke bu konuda hızlı şekilde adım atmaktadır.Bu konuda tüm turizm dinamikleri bir sinerji oluşturmalı ve birlikte hareket etmeli.

Kaçak ve ruhsatsız işletmelerin varlığı
Sektörde ciddi bir denetim sorunu bulunmaktadır.Çoğumuz ruhsatsız şekilde faaliyet gösteren kaçak işletmeler olduğunun farkındayız.Çoğu zaman işletmelerin kaçak olduğunu yaşanan felaketler sonunda öğreniyoruz.Denetim mekanizmasının çalıştırılması gerekiyor.

Çevre dostu olmayan yaklaşımlar
Türkiye'de ve Dünyada turizm hareketi büyüye dursun, özellikle son yıllarda ülkemizde çevre dostu olmayan yaklaşımlara tanık oluyoruz.Öyleki ülkemizin en güzel koyları ve ormanları betona teslim ediliyor.Burada unutulmaması gereken nokta; turistin doğal,tarihi ve kültürel zenginliklere geldiğidir.Bunları kaybettiğinizde betonu satamazsınız.İşte bu nedenle çevre dostu yaklaşımlar benimsemelisiniz.Nitekim, gelişen ve değişen tüketici eğilimleri de turistlerin doğa dostu yerleri tercih ettiğini gösteriyor.

Tanıtım faaliyetlerindeki koordinasyon eksikliği
Turizm tanıtım ve pazarlamasında bir koordinasyon eksikliği bulunuyor.Son dönemde yurtdışı tanıtım seyahat acentaları ve oteller ile birlikte bizzat Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı tarafından yapılmakta.Burada seyahat acentalarından gelen serzlenişlerden bir koordinasyon eksikliği olduğunu anlıyoruz.Bu koordinasyon eksikliği ortadan kaldırılmalı ve tanıtım, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı, oteller ve seyahat acentaları tarafından destinasyon odaklı olarak koordineli şekilde yürütülmeli.

Kalifiye personel sorunu
Turizmde ciddi anlamda bir kalifiye personel sorunu yaşanıyor.Bunun sebebini turizmi 12 aya yayamamıza bağlayabiliriz.Sektör malesef çalışanlara 12 ay iş garantisi sunamıyor.Mobbing, düşük maaş ve kötü çalışma koşulları da sektörden kaçısı destekliyor.Bu turizm sektörü için kronik bir soruna dönüştü.Sorunun giderilmesi için işverenler desteklenmeli, turizmin 12 aya yayılması amacıyla çalışmalar yürütülmeli ve turizmde çalışmak cazip hale getirilmeli.Bu sorunu giderdiğimizde tesislerimizin hizmet kaliteside artacaktır.

Kiralık Evler 
AirBNb ve benzeri uygulamalar üzerinden kiralanan evler seyahat acentaları ve otellere karşı haksız rekabet oluşturdukları gibi güvenlik ve hijyen gibi sorunlarıda beraberinde getiriyor.Bu noktada yapılacak yasal düzenlemeler belki bir noktada etkili olacaktır. Fakat, sorunu tam anlamıyla çözmeyecek ve haksız rekabeti ortadan kaldırmayacaktır.Destinasyon bazlı yasaklamalar bir nevi çözüm olabilir.

Kaçak turlar ve Seyahat acentaları ile oteller arasındaki güven problemi
Ülkemiz turizmini yurtdışında tanıtan, pazarlayan ve en önemlisi incoming faaliyetleri ile ülkemize turist getiren en önemli yapı seyahat acentalarıdır.Seyahat acentaları kaçak turlara kaşı mutlaka korunmalıdır.Unutulmamalıdır ki; Seyahat acentalarımız ayakta kaldığı oranda turizmimiz güçlü olur.

Bir diğer konu ise Seyahat acentaları ile oteller arasındaki güven problemidir.Otellerin bazı noktalarda (taşımacılık vb )TÜRSAB üyesi seyahat acentalarının faaliyetlerini üstlemesi haksız rekabet oluşturmaktadır.Bu tarz organizasyonlar mutlaka TÜRSAB üyesi seyahat acentaları tarafından yapılmalıdır.

Strateji geliştirememek
Yaşanan son olaylarda da görüldüğü gibi ülke olarak sorunları ve gelişmeleri önceden öngöremiyor ve strateji geliştirmekte zorlanıyoruz.Oysa trendleri takip etmeli, jeopolitik gelişmelere karşı stratejiler geliştirmeli ve proaktif hareket etmeliyiz.Turizmi olumsuz etkileyen sorun ile yüzleştiğimizde çok geç kalmış oluyoruz.

Alternatif Pazarlar Oluşturamamak
Yaşanan son siyasi gelişmeler ışığında alternatif pazar oluşturamadığımızı görüyoruz.Siyasi ve ekonomik gelişmelere karşı alternatif pazarlarımız ile güçlü olabiliriz.Tanıtım ve pazarlama faaliyetlerimiz kapsamında alternatif pazarlara yönelmeli ve market çeşitliliği yaratmalı, olası kötü senaryoda bir diğerinin yerini bir diğeri ile doldurabilmeliyiz.Günümüzde turizmin devletlerin elinde bir sopaya döndüğü ortada.Ancak Alternatif pazarlarımız ile ADR'larımızı ve doluluklarımızı yüksek tutabiliriz.İç pazarıda bu noktada alternatif olarak konumlandırabiliriz.Fakat bunun için yerli turistin tatile çıkması noktasında insan kaynakları uygulamaları ile destekleyici olmalıyız.Yani insanlar tatile çıkacakları tarihleri Avrupa'daki gibi bir yıl önceden planlamalı.

Ülkemiz doğal tarihi ve kültürel zenginlikleri ile tam bir açık hava müzesi ve bu güzel ülkede bir çok turizm çeşidi yapılabiliyor.Bize düşen ise turizmin sorunlarına çözümler üreterek iyi bir tanıtım stratejisi oluşturmak.Sorunlarımızı çözdüğümüzde 2028 yılındaki 90 milyon turist ve 100 milyar dolar gelir hedefimize ulaşabileceğimizi düşünüyorum."